Arzuhal….

Yorgunum hocam…

Dillerim suskun bu aralar …
Kalemimden akmiyor umut sözcükleri
Can yoruldu cansız nesnelerin kosturmasinda…

Yürek de yanan mangal kozu kullenmeye yüz tuttu.
Mücadele yerini rehavete.
Sen şakrak nameler suskunluğa
O Bismillah diyen yeniden baslayisin gücü yerini bezginlige bıraktı…

Ben çok güçlüydum .

Ne oldu ne bitti sarsılmaz irademde
Azmiyle önüne çıkan dert dağlarını titreten Ali nerde Hocam… 

Dün baktım parmaklarim sararmış sigaradan

Suskunluk cokmus avurtlarima
Gozlerimde ise bezginligin en derin izleri .

Ellerim titredi hocam bezginlik yazarken
Yoruldum derken yüreğim titredi.

Ezildim bu sözlerin ağır darbesinde…

Saclarim   agariyor hocaam
Önceden sayardim bir iki diye
Şimdi sayamaz oldum…

Dun gordum sakallarimda iki tel beyazlik …
Ben Hz Ömer diilim hocam
Hasa olamayizda

Ölüm mu coktu  yüzüme
Bazen keşke desemde oğlum çok ağlar be hocam…

Kiyamam ki …

Kime baba desin  …

Yorgunum hocam.

Bir oğlumun küçücük bedeninin cirpindigini  görünce ağladım ben hastalıktan yana öluyordu hocam .
Ölümun rengini yüzünde görünce ağladım…

Bir de Ankara da evde yakacak yok
Dolapta yiyecek yok.
Oğlanın mamasi yok
Hanım gözlerime baktı sonra ben yere  .
Geçtim bir odaya …
Birde orada agladim …

Ben hastalıkta bir kere yoklukta bir kere ağladım hoca .

Peki ya dün.

Dün neden ağladım ben hocam…

Yorgunum hocam …

En derinimden aldım ben en ağır darbeleri.

Koymazdi yoksa .
Birlikte yürüyorum dediğin kişi başka yollarin hayaliyle tutusuyomus hocam

Yurudum saniyomussun
Nasıl bir cirpinis bu.

Nasıl bir yokluk anlayıştan yana
Bu nasıl vurmaktir hocam
En umulmaz anlarda  bu nasıl vurmak en derunundan…

Yaşadım hocam yaşadım.

Taksalarda celmeleri inadina yürüdüm bildiğim yollarda 

Peki şimdi neden hocam neden yoruldum böyle …
Inadimi nerde düşürdüm ben hocam .
Nasıl girdi lugatuma pes sözcüğü
Neden sessiz bir köşeye döktüm yaslarimi

Yerine göre dik durdum ben sağlam br kaya gibi .
Bazen de eğildim  içi dolu bir buğday başagi gibi…

Ezildim hocaa  çok hemde.
Cigeri  beş para etmezlere abi çektim.
Kuyumu kazanlara eyvallah ettim
Koymadu biliyor musun.

Ama 16 yıldır gönül bagladigim  
Ömür verdiğim.
Istese can verecegim kişiden yana ezildim hocam
Bu var ya bu duygu öyle bir eziklik ki yaralanirsin da irin tutar iltihap olur ya
Durdukca sizlar bir cerahat gibi kirli  kirli kanar .
Öyle birşey ışte.

Yoruldum  hocam .
Yorulmakdan yoruldum
Mucadelemden yoruldum
Gönül yoruldu
Vücut yoruldu.
Beyin yoruldu
Iyi niyet yoruldu
Umut yoruldu…

Sabir da Yoruldu ….

Sessizligim ölümü cagristiriyor…
Hayallerimin ölümünü.
Azmimin inadimin ölümünü…

Içime otopsi yaptir hocam kim öldürdü bendeki beni
Kim
Kim
Kim

Sabır da Yorulur….

Cumhuriyet…

Bugün 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı.

Aslolan sadece rejim değişikliği yapılmasıdır.

Yöneten bizden yönetilen biz olduktan sonra pek  bir farkı yoktu aslında.

Sadece olması gereken oldu .

Devletler şahıslara benzer aslında.
Doğar
Buyur
Genç olur
Yaslanir
Çöker
Ve olur yani yıkılır.

Dedim ya olması gereken oldu .

Nasıl ki selcuklu yıkıldı yerini osmanlı aldı
Şimdi de osmanlı yıkıldı yerini Türkiye  aldı.

Halk aynı halk turkuyle kurduyle laziyla cerkeziyle.

Rejim değişikliği olmalıydı bence. Çünkü çağa ayak uydurmak elzem günümüzde.  Ama burda küçük bir anekdot vereyim . Bizim asıl rejim degisikligi Çok partili zamana geçtiğimizde oldu .

Tek partili rejimin saltanattan farkı yok çünkü gözümde.
Secme ve seçilme hakkin var ama  seçtiğin parti tek başına hükümran.
Bu bana biraz komik geliyor hani .

Neyse asıl değinmek istediğim konu bu diil aslında.

Dedim ya bugün 29 Ekim.
Hepimiz cumhuriyeti kutluyoruz.
Peki dün.
Ya da şöyle ifade edeyim sizlere .
Kurban bayramı müslüman ramazan bayramı müslüman 29
Ekim milliyetçi 10 kasım atatürkçü 1 mayıs emekçi 1 ocak hristiyan 18 mart çanakkale ruhu 30 ağustos zafer bayramı.

Biz sadece özel günlerde mi müslümanız milliyetciyiz .

Küçük bir anımı anlatayım size…

Yaşadığım ilde hava er eğitim tugayı var .
Bir esnaf abimiz vatandaşa bir liraya sattığı çorabı askere 2 liraya satıyor.
Bir şehit haberi gördük televizyondan ah be kardesim içimiz yanıyor şehit haberlerine kan ağlıyoruz dedi .
Ama çorabı askere 2 liraya satti.
Mevzu tam olarak bu canlar.
Lafta  hepimiz milliyetçi hepimiz vatan millet Sakarya

Icraatta menfaatcilik esasiyla hareket ediyoruz .

Kurban da nefsimizi  kurban edecekken et hesabı yapiyorsak evet nefsimizi diyorum.
Bizim kurbanimiz ismailimiz
Nefsimiz .
Onu kurban edecekken menfi dusunuyorsak .
Bugün yaşasın cumhuriyet diyip yarın bu vatana farkında olmadan en büyük kazığı biz atiyorsak  durup düşünme silkelenme vaktidir …

Özel günlerden ibaret diil bu vatan arkadaşlar…

Oynanan oyunlara dur demek lazım.
Türk kurt laz çerkez zaza tek bayrak altında omuz omuza mücadele şart.

Günümüzde savaşlar sunguyle diil sevgiyle akılla parayla medyayla yapılıyor…

Ikinci kurtuluş savaşı içindeyiz gorebilene tabi…

Oyun kuran olmazsak  oyuncu oluruz.
Hemde figüran..

Senaryoyu biz yazalım…
Kapansin televizyonlar…
Öyle nesiller yetiştirelim ki atatürk ler abdulhamitler kanuniler yavuzlar dursun set gibi düşman önünde…

Inanin başka yolu yok …

Bu savaş malazgirt diil kosova savaşı diil kurtuluş savaşı çanakkale savaşı diil .

Düşman full hd
Düşman sen kurt isen türk sen türk isen kurt .
Solcuya sagci sahciya solcu .

21. Yüzyıl in kahpe duzeninde savaşlar para medya ve provakatorluk .
Paravan terör örgütleri. 

Toplumumuzun kanini emen uyuşturucu alkol zina…

Evlat yetistirirken dikkatli olalım…
Vatan sevgisi imandandir .

Bugün cumhuriyet bayramı yarın da öyle olsun …
Her günü bilinçli yaşayalım…
Başka vatan yok başka bayrak yok başka dost yok bize…

Dostlar alışverişte gorsun die  yapılan kutlamalardan ziyad e özünü kavrayalim …

Sözün özü bizim bir bakış acimiz yok…
Televizyonun ve medyanın gösterdiği kadar görüyoruz…

Rabbim ufkumuzu açsın görmemiz gerekeni göstersin…

Yoksa bir havaalanı ve bir papazin salladığı ekonomiyle gundemi sadece 2 gün  meşgul eden şehit haberleri arasında ömrümüz curur gider …

Uyanin artık.
Bu cumhuriyet bir kez daha kurulmayacak …

Aşk….

Aşk nedir bilir misiniz ¿¿¿

Aşk bazen titremektir. Ruhunun titremesi. Ruh titrer mi demeyin. Titriyormus. Bakınca diil bakipta sendeki seni göremeyince titriyormus.
Aşk belirsizlik aşk umut ve aşk umutsuzluk…

Aşk bu koca bir boşluk Bazen dilde günaydın gözlere dalıp giderek. Bazen elde bir çiçek sevgiliyi bekleyen …

Çiçek dedimse hani papatya diil ama.
Papatya falına bakarlar ya onlar aşık değildir aslinda . Seviyor sevmiyor . Yoktur aşk da sadece sen varsindir ve aşkı içinde yaşarsın.  Papatya falına bakanlar icten pazarlikli biraz.  Seviyor sevmiyor.  Bu demektir ki sevmiyor çıkarsa bir müddet sonra sende sevmeyeceksin. Burda tezata düşüyor hersey. Aşk pazarlığı sevmez bence…

Aşk yanmak midir sizce.  Bence yasamaktir ask yanarsan yasayamazsin ki. Anka kusu degilsin çünkü kullerinden dogasin .

Aşk bazen de yikilmaktir hani.  Yıkılmak dedimse bir dağ gibi devrilmek diil tabi ayağın kayar  dusersin ya onun gibi yikilmak . Dağ gibi düşersen eğer sarsintindan askin incinir çünkü aşkım dedigin incinir o yüzden küçük düşersin . Takılıp dusersin umutlara .
Yerde de hayal kiriklari varsa aaa bak o kötü ışte.  Batar o be acitir her yerini kanatir inceden.

Aşk inceliktir biliyo musun. Ince dusunmek  incelmek egilmektir . Ve ince  giyinmek. Aşıklar usumez ki kalın kalın giyinsin…

Aşk opmek midir peki ya koklamak.
Bu muhabbet yataga dogru gider mi..
Ewet aşk öpmektir ama acilarindan öpmek sevdandan opmek belki ulasabilirsen hani dokunabilirsen yüreğinden öpmek.

Aşk yorgunluktur birazda dinlenmek.
Bir tartismada yorulup mesela.  Bir fincan  kahve de dinlenmek.

Aşk hata kaldırır mi peki .
Aslında aşk zaten hatadir biraz da kaldirmaz mi . Hatalarla yürürsun hayır hayır sende diil Bend e hata diyip yurursun . Affedersin yani sezdirmeden.

Her kelimenin sonu aşkı başka kelimelere seyahat ettiriyor bak.  Bak Affetmektir ask . Aslında aşigini diil de askini affedersin.  Hayır hayır ikisi farklı şeyler.  Aşığın nesnel biraz eli var kolu var.  Peki ya aşkın tutabilir misin aşkı.  Tutamazsin . Hatta tutunamazsin da.

Aşk tutunamamaktir . Bir daldin mi gözlerinde diplere tutunamazsin karakterine özüne seni sen yapan şeyler  kayar gider tutunamazsin ışte.

Aşk aşk aşk

Sıkıldıniz belki daha yazarım aslında.

Mesela aşkı herkes kuşlara benzetir ya bence aşk kuşun kanatlarıdir.
Bir kanadı sen diğer kanadı aşigindir .
Tek kanatlı kuş uçmaz ucamaz . Bu da demektir ki aşk iki kanattir iki kanaat tir
Iki kisiliktir…

Aşk acisi çekilir ya onu ben hep tek kanatlı kusun ucamamasina benzetirim yazık cirpinir durur ucucam diye acı çeker ucamaz …

Aşk herşeydir kısaca
Ya da hiçbirşey.
Sonsuzluk makami hicliktir döner dolaşır hiç olursun ya öyle ışte…
Aşk benim herşeyim.
Ve ben aşkın hiçiyim .

                        Sabırda Yorulur …

Zifiri

Zamanın durdugu bir an var otelerde.
Gerisi zifiri.
Sadece bir an ve gözlerin tamda o  an ışte.
Gözlerin ve zaman baktıkça akan sustukca yakan ve kaybolunca gozlerin.
Gerisi zifiri.

Hayata es verdiğim bir nota var .
Gülümseyerek söylediğim bir şarkı.
Düşlere daldığın bir dağ yamaci ve ufkuna baktığım bir güzel.
Gerisi zifiri.

Bir pınar var kana kana ictigim gönlünden
Bir doğa var tüm erozyonlara gogus geren yeşiliyle.
Bir yangın var ıçimde yanan
Ama tutmeyen .
Gerisi zifiri.

Bir uktem var sana dair
Bir siir yazarim belki adina  ithafen.
Belki haykiririm duymazsin
Cagiririm gelmezsin
Bakarım gormezsin
Yanarim alev alev bilmezsin.
Ama ben yanarım. 
Gerisi zifiri.

Bir kadın var silueti silik
Sisli gözlerle hayata sükut
Bir kadın var güzelliği gozumde yakut.
Bir kadın var dokunamadigim misralarda hayaline
Koklayamadigim baharlarda gullerini
Ulaşamadığım gün batiminda kızıllığına
tan yerine
safagina
ve hatta mevsimlerde rüzgarına.
Bir kadın var
Ve bir adam
Iki yaralı Kalp
Iki suskun hayat
Ve kuskun umutlar .
Ne mi kaldı geriye
Gerisini bende bilmiyorum inan

Gerisi zifiri….

Sabırda Yorulur

Yarım kalmış sanki…

Ve severken gidilir mi dedim kendime.
Gidiliyormus…
Sebebine isyan sonucuna hüsran sevdalar da varmış.

Neden sevmiştim oysa …

Hani kapalıydı kalp denen o mabed i viran aşk iklimine .
Hani yanmayacaktim…

Ne oldu ki ¿¿¿

Elinde olmuyormuş insanın.
Seviyormuş yine .
Beylik laflarin hükümsüz kalıyor yürek terazisinde.
Ruh bedene isyan . Ve kalp kus misali atarken
Bir sevdanın daha sonu hüsran.

Kaç kere yanar insan şöyle delicesine.
Yoksa sevda anka kusu mu
Kul olup da kullerinden yeniden mi doğuyor başka bedenlere…

Ama bu sefer sevda yanasmadan mutluluk limanina
Alabora oldu tüm umutlar.
Öyle bir fırtına ki
Artık ne deniz feneri yol gösterir ne kutup yıldızı
  Ne de o en güçlü kaptanın yillanmis pusulası…

Yarım kaldı eksik kaldı ve limana pervane umutlarla yitik kaldı bu sevda gemisi …

Sonuç…
Hayal kırıklığı koca bir boşluk
vicdan azabı
Yorgun bir kaptan

Ve yasanilmayan o güzel hayaller
Şimdi soruyorum kendime

Severken gider mi insan…

Ben gittim 

Neden mi ¿¿¿

Bu yürek sevda ateşinde kor olur da yanar için için

Ama oyunlar içinde oyuncak olmaz koca bir yalan için…..
                      Sabır da Yorulur

image

Sabır da Yorulur….

image

Yalnizliklari yaşıyor insan bazen kalabalıklarda.

Nedendir  bilinmez yalnızım bende . Bunca ses bunca insan uzak geliyor ışte.  Sanırım anlasilamamak bunun adı
Ve kendi doğrularını yaşamak…

Bazen üstüne üstüne geliyor hayat .
Ve duruyorsun dağ misali heybetle dertlere karşı.

Heyhaaat kim durabilir bu özgüvenin önünde.
Kim yıkabilir bu mücadele azmini .
Ama bir bakmissin yikmis iste yıkılmışsin .
En mücadeleci aninda dertlere cin seddi gibi gererken ozguvenini bir tokat yiyorsun en yakinlarindan .
Sonra bir tokat daha sonra bir tane daha .
Sen rüzgara karşı yürürken yahut akıntıya karşı kürek çekerken dertler denizinde bazen yıldırım oluyorlar bazen koca bir dalga .
Alabora oluyor yaptığın bütün mücadele.
Ve diyorsun ışte….

Darbeyi en yakınların yapınca hani en dibindekiler . Enlerin ışte ya .

Işte o zaman

SABIR DA YORULUR …

kalakalirsin öylece.. …

                            ..Sabır da Yorulur..